Sinema ve Tarih
Tarih ve sinema tarihiyle ilgili köşe taşı niteliğinde, ufkumuzu açacak filmlere, o filmlerle ilgili besleyici kaynaklara, genel olarak sinema tarihi ve tekniğiyle ilgili; bilgilendirici, düşündürücü yazılara yer verilecektir.
1 Mayıs 2020 Cuma
30 Nisan 2020 Perşembe
Eleştirel Çözümleme : The Birth of a Nation (Bir Ulusun Doğuşu)
Dilara Kahyaoğlu
2009
Sinema ve Tarih derslerinde izlediğimiz filmlerden biri olan The Birth of a Nation filmine ait bilgi için şu linke bakınız. Bu sayfada ise; bu filmin hangi malzeme ve sorularla eleştirel çözümlemeye çalışıldığını gösteriyorum.
Önce kullanılan görsel malzemeleri vereceğim arkasından bunların hangi sorularla analiz edildiğini göstereceğim. Aşağıya aldığım bu çalışma, aslında; öğrencilerin sınavda karşılarına çıkan sorulardı. Sınıf çalışmasından sonra bu soruların sorulduğunu da belirteyim. Yani çok da yabancı oldukları ayrıntılar değildi çoğu.
Kaynak: 1, 2, 3 ve 4
2009
Sinema ve Tarih derslerinde izlediğimiz filmlerden biri olan The Birth of a Nation filmine ait bilgi için şu linke bakınız. Bu sayfada ise; bu filmin hangi malzeme ve sorularla eleştirel çözümlemeye çalışıldığını gösteriyorum.
Önce kullanılan görsel malzemeleri vereceğim arkasından bunların hangi sorularla analiz edildiğini göstereceğim. Aşağıya aldığım bu çalışma, aslında; öğrencilerin sınavda karşılarına çıkan sorulardı. Sınıf çalışmasından sonra bu soruların sorulduğunu da belirteyim. Yani çok da yabancı oldukları ayrıntılar değildi çoğu.
Kaynak: 1, 2, 3 ve 4
Filmden sahneler |
SORU 1. Kaynak 1, 2, 3 ve 4’ü kullanarak aşağıdaki soruları
yanıtlayınız.
Kaynak 1: Bu
sahneyi hatırlıyor musunuz? Burada ne oluyor?
|
|
Kaynak 1: Bu sahne filmin en ünlü sahnesidir? Neden?
|
|
Kaynak 2: Bu
sahneyi hatırlıyor musunuz? Burada ne oluyor? Olay nasıl sonuçlanmıştı?
|
|
Kaynak 2 Yönetmenin
bu sahne ile vermek istediği mesaj veya yarattığı etki konusunda
görüşlerinizi yazınız.
|
|
Kaynak 3: Bu
sahneyi hatırlıyor musunuz? Burada ne oluyor?
|
|
Kaynak 4: Bu
sahneyi hatırlıyor musunuz? Burada ne oluyor?
|
|
28 Nisan 2018 Cumartesi
Gerçeküstücülük - Sürrealizm
Dilara Kahyaoğlu
2012
Sürrealizm Manifestosu, 1924 baskısı |
İki dünya savaşı arasında ortaya çıkmış, sanat ve edebiyat alanında uygulanmış bir akımdır. Aslında 1910’larda ortaya çıkan akılcılığı (usçuluğu) yadsıyan Dadacılar bu akımın öncüleridir. Dadacılar, Birinci Dünya Savaşı’nın; usçuluğun siyaseti etkilemesi sonucu çıktığına inanıyorlardı. Bu nedenle insanlığın uğradığı felaketten umutsuzluğa düşmüşlerdi. Hiçbir şeyin sağlam ve sürekli olduğuna inanmıyor, gerçeği onlara da göstermek istercesine; kamuoyunu şaşkınlığa düşürmek ve sarsmak istiyorlardı. Yapıtlarında devrin estetik anlayışına karşı çıkıyor, burjuva değerlerinin ikiyüzlülüğünü vurguluyorlardı. Kendisi de bir Dadacı olan ama oradan ayrılan yazar Andre Breton, Gerçeküstücülüğün manifestosunu (bildiri ) 1924 yılında yazarak yeni bir akımın doğduğunu ilan etti.
Gerçeküstücüler, Freud’dan esinleniyordu. Onlara göre gerçeküstücülük; bilinç ile bilinçdışını birleştirmenin bir yolu idi. Bilinç ve bilinçdışının bütünleşmesi ile düşsel ve gerçek yaşam iç içe geçebiliyordu.
Etiketler:
Andre Breton,
Bilgi,
Bilinçdışı,
Dadacılık,
Freud,
Gerçeküstücülük,
makale,
Otomatizm,
Sanat,
Sürrealizm
Dışavurumculuk - Ekspresyonizm veya İfadecilik
Dilara Kahyaoğlu
2012
1900- 1935 arasında başta Almanya olmak üzere Orta Avrupa’da ortaya çıkan bir akımdır. Özellikle Almanya’da sanat dallarının hemen hemen hepsinde etkili olmuştur.
2012
1900- 1935 arasında başta Almanya olmak üzere Orta Avrupa’da ortaya çıkan bir akımdır. Özellikle Almanya’da sanat dallarının hemen hemen hepsinde etkili olmuştur.
Doğayı, toplumu, insanı veya herhangi bir durumu; nesnel bakış açısı ile yansıtmak yerine, öznel olanı, içsel gerçeği yansıtmayı seçtiler. Bu akım aşırı öznelci (sübjektif) bir akımdır. Dışa vuran şiddetli duyguları yansıtmaya çalışmışlardır. Ordu, ataerkil aile, okul ve imparatorluk kurumlarının yerleşik otoritesine karşı çıktılar. Toplumdışıların, yoksulların, akıl hastalarının, sokak kadınlarının, eziyet gören gençlerin yanında yer aldılar. Özellikle resimde nesnel gerçeklik ressamın gözünden çarpıtılmış bir şekilde sunuldu. Çizgi ve renkleri, tıpkı “ilkel” resimlerde veya çocuk resimlerinde olduğu gibi kullanıp, duygusal tepkilerini yansıttılar.
Etiketler:
Bilgi,
Dışavurumculuk,
Edvard Munch,
Ekspresyonizm,
Entartete Kunst,
Ernst Barlach,
İfadecilik,
Kirchner,
makale,
Sanat,
yoz sanat
İzlenimcilik - Empresyonizm
Dilara Kahyaoğlu
19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında etkili olmuş bir sanat akımıdır. Önce Fransa’da ortaya çıkmış; resim, daha sonrada müzik alanında kendini göstermiştir.
2012
Monet'nin akıma ismini veren tablosu. "İzlenim: Gün Doğumu" 1872 |
İzlenimciler, kendilerinden önceki akımların konularından ve anlatım biçimlerinden farklılıklarıyla dikkati çeker. Sanat tarihçileri tarafından devrim nitelinde bir gelişme olarak kabul edilmiştir. Önceki sanat akımları yaklaşık iki yüzyıl boyunca belli kuralların etkisi altında ilerlemiş, ortaya konulan ilkeler, akademik çevrelerce de uyulması gereken kurallar haline getirilmiş ve sanat eğitimi bu çerçevede yapılmış olduğu için; izlenimciler, başlangıçta tepkiyle karşılaştılar ama onların da istediği bu 200 yıllık geleneğe karşı çıkmaktı, mücadeleye hazırdılar.
Etiketler:
Bilgi,
empresyonizm,
ışık,
İzlenimcilik,
makale,
Manet,
Monet,
Pissarro,
Romantizm,
Sanat
Türkiye'nin Sinema Tarihi
Sinema Türkiye'ye icat edilişinin hemen ardından girdi. 1896-97'de Lumiere kardeşlerin aktüalite filmleri önce saray halkına, sonra da Beyoğlu'ndaki Sponeck Birahanesi'nde halka gösterildi. 1908'de ise Sigmund Weinberg (*) adlı Romanyalı bir Yahudi, Pathe Freres şirketinin temsilciliğini alarak İstanbul’da Cinema Pathe adındaki ilk sürekli sinema salonunu işletmeye başladı. Bu arada Lumiere'lerin kameramanları Türkiye'ye gelerek İstanbul’da ve ülkenin başka yörelerinde aktüalite filmleri çektiler.
Etiketler:
Bilgi,
makale,
Sinema,
sinema tarihi,
Türkiye
Sinema Tarihi
Sinema, film üstüne saptanmış görüntülerin ya da çizilmiş desenlerin ışıklı bir perdeye art arda düşürülerek hareketli görüntüler elde edilmesi temeline dayanan sanat dalı.
TARİH: İlk yıllar (1830-1910).
Sinemanın temelinde yatan yanılsama, beynin gözün ağ tabakası üzerine düşen görüntüyü kaybolmasından sonra da kısa bir süre algılamayı sürdürmesi ve ardışık ağtabaka görüntülerini, hareket eder biçimde algılaması olgularına dayanır. Bu yüzden insan gözü, bir perde üzerinde belirli bir hızla (genellikle sessiz sinemada saniyede 16, sesli sinemada saniyede 24 kare) art arda yansıtılan film karelerindeki görüntüleri kesintisiz bir hareket içinde görür.
Gözün sinemaya temel oluşturan bu özelliği fotoğrafın bulunmasından çok önce biliniyordu. Örneğin her sayfasına bir resim çizilmiş kitapların hızla çevrilmesiyle hareket izlenimi yaratılabiliyordu. 1832'de yapılan phenakistoscope ve 1834'te gerçekleştirilen zoetrope gibi optik aletlerle aynı temele dayanarak hareketli görüntüler oluşturulmuştu.
Aşağı soldaki diskin hareketlendirilmesi ile oluşan görünümhttps://en.wikipedia.org/wiki/Phenakistoscope |
Etiketler:
1895,
Bilgi,
D.W. Griffith,
Edison,
Edwin S. Porter,
Georges Melies,
Hollywood,
kurgu,
Lumiere Kardeşler,
makale,
Muhsin Ertuğrul,
Sinema
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)