1 Mayıs 2020 Cuma

Un Chien Anadalou / Endülüs Köpeği

HIZIR TÜZEL, 17/09/2008

htuzel@radikal.com.tr                                                      


Un Chien Anadalou/Endülüs Köpeği 
Yönetmen: Luis Bunuel
Senaryo: Luis Bunuel, Salvador Dali
Oyuncular: Pierre Batcheff, Simona Mareuil, Luis Bunuel, Salvador Dali
Yapım yılı: 1929
Süresi: 17 dk. S/B.

Bir film düşünün ki daha ilk karede bir adam (Bunuel) usturasını bileyler, bir sanatçı duyarlılığıyla. Sonra gider bir azize gibi onu bekleyen kadının gözbebeğini kesip çıkartır. Birden perdede kadın giysileri içinde bisiklet kullanan bir adam görürüz. Arkasından avucunda oluşan karınca yuvasına bakan adam, sokak ortasında kopuk bir eli bastonuyla kurcalayan bir kadın, kuyruklu bir piyanoda eşek ölüsü filan... Lakin, Luis Bunuel’in, senaryosunu Salvador Dali’yle birlikte yazıp yönettiği manasızlıklarla dolu (olduğu izlenimi veren) bu ilk filmi, gerçeküstücü sinemanın öncüsü oldu. Gerçi bu filmden sonra Dali ile yolları ayrılacaktı ama Bunuel, bu filmin hemen sonrasında çektiği ‘L’age Dor- Altın Çağ’ ile sinemada altın bir çağa kapıyı aralamıştı. Gelelim filme.

O sıralar sıkı arkadaş olan Bunuel ve Dali’nin biraz da gördükleri acayip rüyalardan esinlenerek gerçekleştirdikleri ‘Endülüs Köpeği’, zamanında büyük yankılar uyandırdı. Bunuel bu ilk filmdeki amacını ‘Son Nefesim’ isimli biyografik kitabında (Afa Yayıncılık’tan çıktı şimdi İmge Kitapevi’nde dördüncü baskısını yaptı, reklam olmasın ama demek lazım) şöyle özetlemiş; “Dali ile senaryoyu çok basit bir kuraldan yola çıkarak bir haftada yazdık. Kural şuydu: Psikolojik, kültürel ve mantıksal hiçbir açıklamaya meydan vermeyecek düşünce ve görüntüleri benimsemek. Usa aykırı her düşünceye açık olmak. Nedenini hiç araştırmadan, sadece ilgimizi uyandıracak ve bizleri şaşırtacak görüntüleri benimsemek gibi...”
‘Son Nefesim’deki Dali Bunuel ve Dali aslında farkında olmadan sürrealiteyi ilk kez popüler kılmışlardı. Zaten, Bunuel’de kitabında, bunu “Dali’yle birlikte senaryo üstüne çalışırken kendiliğinden oluşuveren bir yazı türü kullanıyor, farkında olmadan gerçeküstü anlayışı benimsemiş oluyorduk,” diye özetlemiş. Film, zamanla burjuva düzenini eleştiren, burjuvaların favori filmi olmuştu. Saçmalık had safhada yani.


Hiç yorum yok: