2 Ocak 2018 Salı

Film: Dr. Caligari'nin Muayenehanesi

Dilara Kahyaoğlu
Kasım 2017
Dr. Caligari'nin Muayenehanesi, "Das Cabinet des Dr. Caligari"
Yönetmen/Director: Robert Wiene
Yazarlar/Writers: Carl MayerHans Janowitz
Oyuncular/Stars: Werner KraussConrad VeidtFriedrich Feher |See full cast & crew »
Yapım Yılı: 1920
Sessiz Film
Siyah-Beyaz
1 saat 16 dak.

Birinci Dünya Savaşı'nın bittiği Weimar Cumhuriyeti'nin yeni kurulduğu yıllarda çevrilen bu film dışavurumcu (ekspresyonist) özellikler taşımasıyla dikkati çeker. Basit bir hikayesi vardır ama karışık bir hale getirilmiştir. Çerçeve hikayeyi proje yönetmeni olarak ismi geçen Fritz Lang kurmuştur. 
Akıl hastanesinin bahçesinde gördüğümüz Francis, geriye dönüşle başından geçen bir olayı anlatır. *İpucu
Arkadaşı Alan, seri bir cinayete kurban gitmiştir. Olayın sorumlusu bir panayırda karşılarına çıkan Dr. Caligari'nin gözetiminde yaşayan bir uyurgezer olan Cesare'dir. Francis sonradan Caligari'nin aslında akıl hastanesinin başhekimi olduğunu öğrenmiş, onun günlüğünü okuyarak meseleyi çözmüştür. Uyurgezerler, Dr. Caligari'nin tez konusudur. Onu etkileyen de 18. yüzyıldan kalma benzer bir mistik olaydır. Olayı anlamak için "Dr. Caligari olmalısın" demiştir bilinçaltı ona, nitekim bu düşüncesini ekrana yazılan bir vahiy gibi görürüz. Dr Caligari, Cesare'ye cinayet işletmektedir. Zombileşmiş uyurgezer Cesare, Dr. Caligari tarafından yönlendirilebilmektedir. Bir tek Francis'in  sevdiği kız olan Jane'e karşı bunu yapamaz Cesare. Onu uyurken görmüş ve güzelliği karşısında  büyülenmiştir.
Dr. Caligari, suçu ortaya çıkınca yakalanır ve kendi hastanesine kapatılır. Fakat.... Birden her şeyin bir delinin aklında çıkmış bir kabus olduğunu filmin sonunda öğreniriz. Fransic, Jane ve Cesare; aslında hastanede kalan hastalardır. Caligari ise gerçekten de Francis'i tedavi etmeyen çalışan doktordur. Yine fakat... Film; Dr. Caligari'nin onun hastalığının nedenini buldum, nasıl tedavi edeceğimi biliyorum, Caligari olmalıyım, sözleri ile sona erer. Yani.... Şimdi ne oldu diye sorar seyirci? Tekrar başa mı döndük? Burada ne oldu?  Cevabı yok... İpucu*

Oldukça karışık bir hikayesi olan bu sessiz filmi, stilize yazılmış alt yazılarına rağmen anlamak kolay değil değil. Dışavurumcu özellikler taşıyan yönü hikayesi değil dışavurumcu oyunculuğu ile çılgın dekorlarıdır.  Bir tiyatro sahnesindeymişler gibi kameraya karşı oynayan oyuncular; yine, sahnede görebileceğimiz türden boyalı dekorlar önünde oynarlar. Dışavurumcu ressamların tablolarından esinlenilmiş gibi duran; asimetrik, eğri büğrü, çarpılmış, sivri uçlarla biten ne olduğu belirsiz duvarlar, tavan ve zemin; oyuncuların yüzlerini adeta bir maskeye dönüştüren makyaj; ışık ve gölgenin yüksek konsantrasyonuyla yaratılmış olan gotik atmosferi... Filmin dışavurumculuk akımıyla ilişki kurabileceğimiz unsurları bunlardır. 
Ben bu filmi Weimar Cumhuriyeti zamanında ortaya çıkan dışavurumculuk akımını incelerken belli bir yere kadar gösterdim çünkü nihayetinde başrolde olan hikaye değil, oyunculuk ve dekordur.  Sinema ve Tarih derslerinde sonuna kadar izledik, çünkü sinema tarihinde yeri olan öncü bir filmdi. Dışavurumculuktan esintiler taşıyan oyunculuk tarzı; bir çok başka filmin, özellikle korku filmlerinin olmaz olmazı olmuştur uzun müddet. 
Şu anda piyasada olan kopyaları, filtre ile sonradan renklendirilmiş ve müzik eklenmiştir.  
Hitler'i önceleyen bir film, otoriteye karşı yapılmış bir film gibi iddiaları bu filmde görmek zor. O sıralarda Hitler'in ve Nazilerin ortalarda olmadığını da hatırlayalım. Bir pay  verilecekse; Dışavurumculuk akımının seçkin ressamlarına, başarı kazanmış tablolarına en büyük payı vermeli.

11. sınıflardan itibaren izlenebilir. 

Tanıtım filmi için bkz. https://www.youtube.com/watch?v=IAtpxqajFak

Film analizlerini ben yazdım. Kaynak gösterilmeden, aktif link verilmeden kullanılmaz. DK

Hiç yorum yok: