17 Aralık 2017 Pazar

Bilgi: Sinema ve Roman

James Monaco
Sinemanın anlatı potansiyeli öylesinedir ki, en güçlü bağını resim, hatta tiyatroyla değil romanla kurmuştur. Hem filmler hem de romanlar çok ayrıntılı uzun öyküler anlatırlar ve bunu çoğunlukla öyküyle gözleyici arasına bir ironi düzeyi sokan bir anlatıcının perspektifinden yaparlar. Bir romanda basılı olarak anlatılabilenlerin tümü sinemada da aşağı yukarı anlatılabilir ya da görüntülenebilir (her ne kadar Jorge Luis Borges’in ya da Lewis Carroll’un çılgın fantezileri çok sayıda Özel efekti gerektirse de). Görüntülü anlatımla dilsel anlatım arasındaki farkın yanı sıra iki sanat arasındaki ayrımlar hemen ortaya çıkar.

İlk olarak film gerçek zamanda işlediği için çok sınırlanmıştır. Romanlar yalnızca canları istediğinde biterler. Film genelde Shakespeare’ın “sahnemizin kısa, iki saatlik trafiği" dediği olguyla kısıtlanmıştır. Popüler romanlar yıllardır ticari sinema için büyük bir malzeme deposu olmuştur. Gerçekten, popüler romanların ekonomisi günümüzde öyle bir noktadadır ki, romandaki malzemenin bir film olarak yeniden işlenme olasılıkları, çoğu yayıncı için göz önünde tutulması gereken başlıca meselelerden biri haline gelmiştir. Zaman zaman neredeyse (seçkin düzyazı sanatına karşıt olarak) popüler romanlar sanki yalnızca sinema için bir müsveddeymiş gibi görünmektedir.

15 Aralık 2017 Cuma

Pasajlar: Garp Cephesi'nde Yeni Bir Şey Yok

Erich Maria Remarque


Öğretmen Kantorek Öğrencileri Savaşa Katılmaları Konusunda Kışkırtıyor: 
“Gidiyoruz, değil mi, arkadaşlar?”
Kantorek, bizim sınıfın öğretmeniydi; kuyruklu ceketi gri, suratı fare yüzü gibi sivri, kısa boylu, sert bir adam. “Klosterberg canavarı” Himmelstoss Çavuş boyunda aşağı yukarı. Dünyanın başına felaketlerin, çokluk böyle bücür adamlar yüzünden gelmesi, ne garip! Bu gibiler boylu boslulardan daha enerjik, daha sinir olurlar. Ufak tefek bölük komutanlarına düşmekten ben daima çekinmişimdir. Böyleleri çok kere dehşetli zalimdirler.

Kantorek, beden eğitimi derslerinde bizlere öyle nutuklar çekti ki, bütün sınıf tabur olup onun komutasında Şubeye gittik, askere yazıldık. Onun o hali hala gözümün önündedir: Gözlüğünün camlan gerisinden parıltılı gözlerle bizi süzmüş, heyecanlı bir sesle sormuştu: “Gidiyoruz, değil mi, arkadaşlar?”

Film: Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok

Dilara Kahyaoğlu
Kasım 2017

"All Quiet on the Western Front"

Yönetmen/Director: Lewis Milestone
Yazarlar/Writers: Erich Maria Remarque (by), Maxwell Anderson(adaptation) | 3 more credits »
Oyuncuar/Stars: Lew AyresLouis WolheimJohn Wray |See full cast & crew »
Yapım Yılı: 1930
Siyah-Beyaz
2 saat, 16 dak.

                 Birinci Dünya Savaşı yılları, Almanya cephesinden anlatılır.  Film, çok başarılı bir açılış sahnesiyle başlar. Okulun kapısı açılır bizler caddede askere giden Alman askerlerinin neşeyle geçişişlerine ve uğurlanışlarına tanık oluruz.  Aynı buluş öğretmenin ders verdiği sınıfta da kullanılmıştır. Öğretmenin arkasındaki pencereden aynı sahnenin devamını görürüz (solda). Öğretmenin milliyetçi duyguları kışkırtan konuşması ile henüz 18 yaşında olan lise öğrencileri savaşa gönüllü yazılır (aşağı orta).  Sonra yıllarca süren savaşta; çocukluklarını, arkadaşlarını, dostlarını kaybedilişlerine tanık oluruz.